Korku Filmi İzlemek Yararlı mı? Psikolojik Bir Mercekten Derin Analiz Bir psikolog olarak, insanların neden korku filmlerini izlemekten keyif aldığını anlamak her zaman ilgimi çekmiştir. Gözlemlediğim bir gerçek var: kalp hızımız artıyor, kaslarımız geriliyor, beyin adeta tehlike alarmı veriyor — ama sinema salonundan çıktığımızda gülüyoruz. Peki, bu paradoksal deneyim gerçekten yararlı olabilir mi? Korku filmleri, sadece eğlencelik bir korku unsuru mu, yoksa psikolojik bir işlev mi taşıyor? Bilişsel Psikoloji Perspektifi: Beynin Tehlike Simülasyonu Bilişsel psikoloji açısından bakıldığında, korku filmi izlemek beynin “tehlike altında nasıl tepki veririz?” sorusuna verdiği bir simülasyon yanıtıdır. Korku filmi izlerken, prefrontal korteks ile amigdala arasında güçlü…
Yorum BırakKategori: Makaleler
Şahsiyet Kambura Olayı Gerçek Mi? Hayat bazen, korkularımızla ve hayal kırıklıklarımızla yüzleşmek zorunda kalmamızı gerektirir. Bazen bir olay, bizleri öylesine derinden etkiler ki, gerçek mi, yoksa sadece bir hayal mi olduğu konusunda kararsız kalırız. Bu yazıda, her şeyin sadece bir illüzyon ya da dramadan ibaret olup olmadığını sorgulamamız gereken bir hikâye paylaşacağım. Bir zamanlar, hayatlarını sıradan bir şekilde yaşayan bir çift vardı: Cem ve Eda. Cem, çözüm odaklı, mantıklı bir adamdı. Eda ise, empati duygusuyla hareket eden, insan ilişkilerine her zaman derinlemesine değer veren bir kadındı. Bir akşam, Cem ve Eda uzun bir yürüyüşün ardından evlerine dönerken, Cem birden durdu…
Yorum BırakHidrolojik Dolaşım Nedir? Kültürler Arasındaki Bağlantılar ve Su ile Kurulan İlişkiler Bir Antropoloğun Perspektifinden: Su ve Kültürlerin Derin Bağlantısı Hidrolojik dolaşım, suyun doğada sürekli bir hareket halinde olması, bu hareketin çeşitli süreçlerden geçerek dünya üzerinde farklı şekillerde dağılması ve bir noktadan diğerine taşınmasıdır. Su, her kültürün yaşam kaynağı olmasının yanı sıra, tarih boyunca insanların etrafındaki dünyayı anlamaları ve şekillendirmeleri üzerinde derin bir etkiye sahiptir. Bu yazıda, hidrolojik dolaşım kavramını yalnızca bir doğa olayı olarak değil, aynı zamanda insan kültürlerinin evriminde oynadığı kritik rolü inceleyeceğiz. Su, sadece bir kaynak değil; toplumların kimliklerini, ritüellerini ve toplumsal yapılarının temel taşlarını oluşturan bir unsurdur.…
Yorum BırakHematolojik Hastalıkların Belirtileri Nelerdir? Öğrenmenin Dönüştürücü Gücüyle Sağlığı Anlamak Giriş: Öğrenmenin iyileştirici gücü Bir eğitimci olarak, her dersin sonunda şu düşünceyi yinelerim: “Öğrenmek, sadece bilgi edinmek değil, dönüşmektir.” İnsanın kendi bedenini tanıması da böyledir. Hematolojik hastalıkların belirtileri üzerine düşünmek, yalnızca tıbbi bir farkındalık değil; aynı zamanda bireyin kendine yönelik öğrenme sürecinin bir parçasıdır. Bu yazıda, hematolojik hastalıkların belirtilerini anlatırken; aynı zamanda bu belirtileri nasıl öğrenebilir, fark edebilir ve içselleştirebiliriz sorusunu pedagojik bir bakış açısıyla ele alacağız. Çünkü bilgi, eğer öğrenmeyi öğrenmekle birleşmezse, kalıcı bir farkındalık yaratmaz. Hematolojik hastalıklar: Kanla gelen sessiz dersler Hematolojik hastalıklar, kan ve kan yapıcı organlarda (kemik…
Yorum BırakScapula Ağrısı Nedir? Küresel ve Yerel Perspektiflerden Derinlemesine Bir Bakış Farklı Açılardan Düşünmeye Davet Eden Bir Başlangıç Bedenimizin bize anlattığı hikâyeleri dinlemeyi sever misiniz? Ben severim. Özellikle de omuzlarımızın derinliklerinden gelen, kimi zaman hafif bir sızıyla başlayan, kimi zamansa günlük hayatı zorlaştıran “scapula ağrısı” gibi sinyaller söz konusu olduğunda. Çünkü bu tür ağrılar sadece fizyolojik bir durum değildir; yaşam biçimimizi, kültürümüzü, hatta toplumun beden algısına dair değerlerini de yansıtır. Bu yazıda scapula ağrısına yalnızca bir tıbbi terim olarak değil, küresel ve yerel dinamiklerin etkilediği çok katmanlı bir mesele olarak yaklaşacağız. Farklı kültürlerde nasıl algılandığını, sosyal bağlamda nasıl anlamlar kazandığını ve…
Yorum BırakBir Psikoloğun Merceğinden: Güzellik Merkezleri Ayda Ne Kadar Kazanıyor? Merakın Psikolojisiyle Başlayalım Bir psikolog olarak, insanların “Güzellik merkezleri ayda ne kadar kazanıyor?” sorusunu neden bu kadar sık sorduğunu fark ettiğimde, bu merakın yalnızca ekonomik bir sorudan ibaret olmadığını anladım. Bu soru, başarı, görünüş ve sosyal kabul gibi derin psikolojik temellere dayanıyor. Çünkü aslında kimse sadece rakamları merak etmiyor; insanlar, güzelliğin ve kazancın nasıl bir güç ilişkisine dönüştüğünü anlamak istiyor. Bilişsel Psikoloji Perspektifi: Kazancı Anlamlandırma Çabası İnsan zihni, her zaman neden-sonuç ilişkisi kurmaya eğilimlidir. Bir güzellik merkezinin aylık kazancı sorusu, zihnimizde şu bilişsel süreci tetikler: “Eğer onlar bu kadar kazanıyorsa, ben…
Yorum BırakGüzel Avrat Otu Nerede Bulunur? Toplumun Görünmeyen Alanlarında Bir Sembolün İzinde Toplumsal yapıların insan davranışlarını nasıl şekillendirdiğini araştıran biri için doğa, yalnızca biyolojik bir alan değildir; aynı zamanda toplumun aynasıdır. Güzel avrat otu — halk arasında gizemli, çekici ve tehlikeli olarak bilinen bir bitki — bu aynada kadınlığın, güzelliğin ve gücün sembolü haline gelir. “Güzel avrat otu nerede bulunur?” sorusu da yalnızca bir bitkinin yaşam alanını değil, toplumun kadın imgesini nereye yerleştirdiğini de anlatır. Doğada Bir Bitki, Toplumda Bir Anlam: Güzel Avrat Otunun Sembolizmi Biyolojik olarak güzel avrat otu (Atropa belladonna), genellikle nemli ormanlık alanlarda, dağ eteklerinde ve gölgeli bölgelerde…
Yorum BırakEv Temizlikçisi Ne İş Yapar? Edebiyatın Tozlu Raflarından Günümüz Evlerine Bir Bakış Günlük hayatın görünmez kahramanları vardır; sessiz, titiz ve zamanla yarışan. Ev temizlikçisi dediğimizde, çoğu zaman sadece süpürge sesini, deterjan kokusunu, camlara yansıyan güneş ışığını düşünürüz. Oysa bu meslek, edebiyatın derin aynasında çok daha fazlasını yansıtır. Kelimenin gücü, görünmeyen emeği görünür kılmakta saklıdır. Çünkü temizlik yalnızca fiziksel bir eylem değil, aynı zamanda ruhsal bir arınmadır; insanın hem dışını hem içini yıkayan bir törendir. Bir Edebiyatçının Gözünden Toz ve Sessizlik Bir yazarın masasındaki toz, yazılmamış cümlelerin sembolüdür. Bir ev temizlikçisi, o tozu sildiğinde yalnız yüzeyi değil, geçmişin tortularını da arındırır.…
Yorum BırakCümle Ne Demek Oluyor? Dilbilim, Tarih ve Güncel Tartışmalar Işığında Kapsamlı Bir Bakış Cümle, en yalın tanımıyla bir düşünceyi, duyguyu ya da bildirimi belirli bir dilin kuralları çerçevesinde başlı başına anlamlı bir yapı olarak ifade eden söz dizimsel bir birimdir. Ancak bu kısa tanım, dilin gerçek kullanımındaki çeşitliliği ve kuramsal arka planı yakalamaya yetmez. Cümleyi anlamak, yalnızca nokta ile biten dizgeleri saymaktan ibaret değildir; ses, bağlam, niyet, söz dizimi ve anlam bilim gibi katmanların birlikte değerlendirilmesini gerektirir. Tarihsel Arka Plan: Retorikten Yapısalcılığa Antikçağ retorik geleneğinde cümle (Lat. periodus) düşüncenin düzenli akışı ve ikna gücüyle ilişkilendirilirdi. Aristoteles’in etkisiyle “tamamlanmış düşünce” fikri…
Yorum BırakKapni Ne Demek Tıp? – Bilim, Toplum ve Kimliğin Kesiştiği Noktada Bir Kavram Tıp dünyasında bazı terimler vardır ki sadece bir teşhis ya da biyolojik süreçten fazlasını anlatır. “Kapni” de tam olarak böyle bir kelimedir. İlk duyduğunuzda kulağa sıradan bir teknik terim gibi gelebilir; ancak aslında hem insan bedenine dair derin bilgiler barındırır hem de toplumsal cinsiyet, çeşitlilik ve sosyal adalet gibi konularla düşündüğünüzden çok daha yakından ilgilidir. Peki “kapni” ne demek, nereden gelir ve neden sadece tıbbın değil, insanlığın da ortak bir konusu haline gelir? Gelin birlikte inceleyelim. “Kapni” Ne Anlama Gelir? Tıbbî Perspektiften Başlayalım “Kapni” terimi tıp dilinde,…
Yorum Bırak